3 Aralık 2019 Salı

BEYAZ GEMİ KİTABI ÖZET, KONUSU, KARAKTER ANALİZİ, OLAY ÖRGÜSÜ


KİTABIN ADI: BEYAZ GEMİ

KİTABIN YAZARI: CENGİZ AYTMATOV

SAYFA SAYISI: 174

KİTABIN TÜRÜ: ROMAN

YAYIN EVİ VE BASIM YILI: Ötüken Yayınevi - 1970

BEYAZ GEMİ KİTABININ ANA FİKRİ

İnsanı iyi olduğu için, onu sindirip, güç kullanmamalıyız. Onların iyi niyetini kullanmamalıyız. Buna ek olarak doğaya kendi çıkarlarımız uğruna zarar vermekten kaçınmalıyız.

BEYAZ GEMİ KİTABININ KONUSU (TEMASI):


Beyaz gemi konusu - Annesi ve babası tarafından terk edilmiş bir çocuğun yaşadıkları anlatılıyor. Çocuğun babasına olan özlemi ve ona ulaşma isteği anlatılıyor.

BEYAZ GEMİ KİTAP ÖZETİ:

Beyaz gemi özet - Yalnızca 3 evin olduğu ıssız San-Taş Vadisi'nde Çocuk ve dedesi Mümin, nine, Orozkul, Gülcemal, Seydahmet ve Bekey Hala yaşamaktadır. San-Taş Vadisi boğazların, yamaçların arasında ormana doğru uzanan bir bölgedir. Bu evlerden birinde üvey nine, dede ve çocuk birlikte yaşamaktadır. Çocuğun burada hiç bir eğlencesi ve arkadaşı yoktur. Onun için hayat çok sıkıcıdır. Uğraştığı bazı şeyler, çocukluğunu anımsayıp onu eğlendiren bazı şeyler varsa da asıl eğlencesi, eski dürbünü ile Isık-Göl'ü izleyip oradan geçen Beyaz Gemi'ye bakmaktır. Çocuk oldukça hayalperest birisidir. Bunun nedeni ise dedesinin anlattığı efsanevi romanlardır. Çocuk bunlara inanır ve hayal kurar.

Çocuğun annesi ve babası onu terk edip gitmişlerdir. Annesi şehirde yaşamaya başlamıştır. Çocuk babasının beyaz gemi kaptanı olduğuna inanıp, bir gün kendisinin de balık olup gemiye yüzüp bababasına kavuşacağına inanmaktadır. Dedesi çok çalışkan ve zeki biri olduğundan etrafındaki insanlar ona Kıvrak Mümin adını takmışlardır. Damadı olan Orozkul şişman, büyük kafalı, çok fazla alkol tüketmeyi seven, çabuk sinirlenen biridir. Mümin dede de onun yanında çalışır. Orozkul'un eşi Bekey kısır biri ve Orozkul bunu Bekey'in suçu diye düşünüp akşamları alkol içip eşini döver. Orozkul bazen de arkadaşlarıyla içer ve içerken de arkadaşlarına söz verir; tomruğu kesip dağdan indirip çayın karşısına geçirip kamyona yükleyecektir. Verdiği sözü ayık kafayla düşününce, söz verdiği için pişman olur. Ama artık çok geçtir. Arada bi vadiye "Maşin Mağaza" adı verilen içi eşya dolu araç gelir. Bir gün geldiğinde dedesi çocuga okul çantası alır. 1 sene sonra çocuk okula gider. Çocuk dedesinin anlattığı masalları dinlemeyi çok sever. Neredeyse her akşam artık ezbere bildiği " Boynuzlu Maral Ana" masalını dinler. Dedesine göre kendileri Boynuzlu Maral Ana'nın soyundan geldiler. Masala göre maral San-Taş vadisini arkasında bırakıp gitmiştir fakat onları koruyordur. Mümin dede çocuğu okula her gün götürüp getirir. Okul çok uzakta olmasına rağmen hiç bi zaman gecikmemiştir.

Çocuk yol kenarında kayalarla oynadığı sırada vadi yakınına kuru ot almaya gelen beş altı adet kamyonu görüp peşine takılır. Şoför peşinden çocuğun koştuğunu farkedince kamyonu durdurup çocukla konuşur. Yakışıklı genç bir şoför olan Kulubeg çocuğa dedesini tanıdığını ve kendisinin de Boynuzlu Maral Ana'nın soyundan geldiğini söyleyip kamyonuna binip uzaklaşır.

Bir gün sonra Mümin dedeyle Orozkul dağdan ağaç indirirken uzun zamandır görmedikleri maralları görür fakat işleri olduğundan marallarla ilgilenmezler. Çocuğun okuldan çıkma saati yaklaşır dedenin okula gidip çocuğu alması gerekir, Orozkul'dan izin ister fakat daha ağaç indirmeleri gerektiği cevabını alır ve izin vermez. Tomruğu çaydan geçirirken kayalara takılan tomruğu çıkarmak için çok uğraşırlar ama çıkaramazlar. Saatin çok geç olduğunu farkeden dede daha önce hiç yapmadığı bi şekilde Orozkul'dan izin almayıp çocuğu almaya gider. Giderken çocuğun öğretmeninin çocuğu eve doğru getirdiğini görür ve öğretmenden özür dileyerek çocuğu alır. Çocuk dedeyle hiç konuşmaz çünkü küsmüştür. Dede çocuğun gönlünü almak için Boynuzlu Maral Ana'yı gördüğünü söyler. Çocuk bunu duyduğuna çok sevinir ve dedesinin onu ormana götürmesi için yalvarır fakat saatin çok geç olduğunu söyleyip eve giderler. Eve döndüklerinde Orozkul'un çok sinirlenmiş olduğunu görür. Ayrıca eşi Bekey'i de dövmüştür. Çocuk bu durumu farkedince üzülüp yatmaya gider.

O gece müthiş bir tipi çıktığından Kulubeg ve arkadaşları yolda kalır ve Mümin dedenin evine sığınırlar ve sabaha doğru evden çıkarlar. O gün Orozkul'un iri yapılı, tomruk sözü verdiği arkadaşı gelir fakat tomruk çayın içindedir. Tomruğu çıkarmak için Orozkul, Koketay ve Seydahmet giderler, arkalarından da dede kendisini affettireceğini düşünerek peşlerinden gider. Tomruğu çıkarmaya çalışırken yine marallarla karşılaşırlar fakat ilgilenmezler. Sonunda tomruğu çıkarıp kamyona yüklerler.

Çocuk hastalanmıştır gece yattığından beri yatağındadır. Akşam üzeri kahkaha sesiyle kalkıp bahçeye gider ve herkesin neşe içinde olduğunu ve sarhoş olduğunu görür. Dedesi ise et dolu bir kazanın yanına çökmüş ve ateşle oynuyordur. Çocuk dedenin yanına gelip ona seslenir fakat dede duymaz ve çocuk kötü bişey olduğunu anlayıp giderken avlunun dışında kanı kurumamış geyik derisi, bağırsak eşeleyen Beltek ve baltayla Maral Ana'nın boynuzlarını kırmaya çalışan Orozkul'u görünce olan biteni tahmin edip, olan biten korkunç şeylere dayanamayıp içeri kaçıp yorganın altına girip ağlar. Bu arada Kulubeg'in gelip onları kurtarıp Orozkul'a haddini bildireceğini hayal eder. Sofranın daha sonra içeri kurulmasıyla beraber çocuk hayalinden kahkahalarla uyanır. O esnada Seydahmet olanları anlatıyordur. Çocuğun tam olarak anlayamadığı olaylar sırasıyla şöyle gerçekleşmiştir: Tomruğu çıkardıktan sonra Seydahmet ve Mümin dede ormana çalışmaya gider ve maralları yine görürler. Seydahmet maralları vurmak ister ve dede buna karşı çıkarken Seydahmet maralların peşlerinden gider. Seydahmet sarhoş olduğundan nişan alamaz ve dedenin maralları vurmasını ister. Dede karşı çıkmasına rağmen Seydahmet dedenin gözünü korkutur ve dede Orozkul'un onu affedeceğini düşünüp birini istemeyerek vurur.

Çocuk olan bitenlerden sonra dedesini toz içinde yatarken aynı yerde bulur ve ona bi kaç kez yine seslenir fakat dedesi duymaz. Çocuk daha sonra akan suya gidip atlar balık adam olacağını ve babasına ulaşacağını düşünerek. Su çocuğu alıp götürür çocuk da hiç bir zaman balık adam olmayacaktır.

BEYAZ GEMİ KİTABINDAKİ KARAKTERLER VE ANALİZİ:

Beyaz Gemi Karakterleri - Beyaz Gemi Karakter Analizi

Çocuk: Anne ve babası küçük yaşta terketmiştir. Dedesi ve ninesi ile yaşamaktadır. Hayalci ve neşeli bir çocuktur. Mümin dede ve Seydahmet dışındaki karakterlerin küçümseyip kıt zekalı olduğunu düşündüğü kişidir. Bir gün balık olup göle dalarak gemiye çıkıp babasına kavuşacağını düşünür.

Mümin Dede: Kıvrak Mümin olarak da bilinir. Çocuğa yol gösterir onu aydınlatır. İyi birisi, zorluklara karşı dik duran ve az konuşan biridir. Onun anlattığı bir masal, çocuğun tüm hayatını etkiler. Çocuğu okuldan her gün alır. Çocukla en çok ilgilenen kişidir. Ayrıca Orozkul'un yanında çalışır.

Orozkul: Eserdeki kötü karakterdir. Mümin dedenin kızıyla evlidir. Merhametsiz, yüreği taşlaşmış, çocukları sevmeyen, sürekli alkol tüketen, karısını döven birisidir. Çevresindeki herkese tepeden bakar.

Bekey Hala: Orozkul'un karısı ve Mümin dedenin kızıdır. Kocası tarafından neredeyse her gün dayak yer. Kısır olduğundan dolayı çocuğu olmaz ve kocası kısır olmasının nedeninin Bekey'in kendisi olduğunu düşünür. 

Gülcemal: Romanda iyi bir karakter olarak geçer. Seydahmet'in karısıdır. Genelde çocuğun ninesi ve Bekey'e yardım etmekle günlerini geçirir.

Seydahmet: Romanda iyi bir karakter olarak geçer. Uzun boyludur. Çirkin biri ve tembeldir. Orozkul'un yanında çalışır. Evlidir ve bir kızı vardır.

Nine: Orozkul gibi kötü bir karakterdir. Mümin'den haz etmeyen, torununa karşı merhametsizce davranan, kaba ve tembel bir karakterdir. Yardımcı karakter olarak kurgulanmıştır. 

Kulubeg: Genç ve yakışıklı kamyon şoförüdür. Mümin dede gibi maral ananın soyundan geldiğine inanır.

BEYAZ GEMİ KİTABI ZAMAN:

Romanda anlatım zamanı İkinci Cihan Harbi sonrasında yer almaktadır. Kıvrak Mümin'in savaşta Emek Taburu'nda yer aldığı söyleniyor. Kıvrak Mümin'in savaşta yirmili yaşlarında genç bir delikanlı olduğu zamanlar ve şuan ihtiyar olduğu düşünülürse 1970'li yılları yada daha sonrası olabilir. Eserde zaman tam olarak belirtilmemiştir.

BEYAZ GEMİ KİTABI MEKAN:

Kahramanların yaşamış olduğu Sarı-Taş vadisi, Kırgızistan'da olup Isık-Göl'e yakın bi yerdedir. Gerçekte olmayan bu vadi yazarın kendi kurguladığı bi yerdir. Isık-Göl ise Kırgızistan'ın yazarın doğduğu Talas sınırı içindedir.

BEYAZ GEMİ OLAY ÖRGÜSÜ:

Beyaz Gemi Olay Örgüsü - Müşahit perspektifli anlatıcı gözüyle üçüncü tekil şahıs ağzından tek zincirli bir olay örgüsü kurgulanarak yazılmıştır.

Olaylar anlatıcının birinci tekil şahıs ağzıyla söze girerek başlar: "Onun iki masalı vardı. Biri kendisinindi ve başka kimse bilmezdi." diye devam eder.

Beyaz Gemi'de anlatıcı, yalnızca romanın giriş kısmında olmak kaydıyla, iki farklı bakış açısı kullanmıştır.

Başkarakterin olayın merkezinde yer aldığı Beyaz Gemi'de olay örgüsü içinde, anlatılanlar serim-düğüm-çözüm şeklinde düşünülmüştür. 


9 yorum:

  1. Bazı şeyler hariç yararlı

    YanıtlaSil
  2. teşekkürler efenim

    YanıtlaSil
  3. Güzel özetim için biraz yararlı oldu teşekkürler.

    YanıtlaSil
  4. kişi bilgileri doğru mu ? tam olarak

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet ful olarak doğru kitabndan kontrol ettim

      Sil
  5. Kız varmı 14 yaş arkadaş olacakk

    YanıtlaSil
  6. Gayet güzel performans ödevim için işimi gördü

    YanıtlaSil