ZİYA OSMAN SABA KİMDİR? (HAYATI)
30 Mart 1910 yılında İstanbul’da doğan Cumhuriyet dönemi şairlerimizden Ziya Osman Saba, 29 Ocak 1957 yılında doğduğu yer alan İstanbul'da hayatını kaybetmiştir. Galatasaray Lisesi'nde 1931 yılında daha sonra başladığı İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini 1936 yılında bitirmiştir. Hukuk Fakültesi'nde iken Cumhuriyet gazetesi muhasebe servisinde çalışmıştır. Mezuniyetinden sonra ise Emlak Kredi Bankası'nda çalışmıştır. Daha sonra Milli Eğitim Basımevi Tashih Bürosu'nda görev yapmıştır.
ZİYA OSMAN SABA EDEBİ KİŞİLİĞİ
Yedi Meşaleciler arasında şiire en sadık olan şahsiyeti Ziya Osman Saba olmuştur. Özellikle ev içi şiirler yazan Ziya Osman kendisinden daha kabiliyetli bir başka şair olan Behçet Necatigil'e de örnek olmuştur. Ziya Osman'ın dünya görüşü bütün insanların mutlu olduğu ve herkesin hoşgörü içinde yaşadığı bir dünya özlemi içinde olmuştur. Bu özelliğiyle Yunus Emre ve Mevlana geleneğinin modern çağdaki sesi olmuştur. Gözlemci ve aynı zamanda dışa vurumcu bir tarzı benimsemiştir. Hikayelerinin içinde de genellikle bir anı karakteri yer almıştır.
Ziya Osman Saba Eserleri
Ziya Osman Saba Şiirleri
Sebil ve Güvercinler
Nefes Almak
Geçen Zaman
Ziya Osman Saba Hikayeleri
Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi
Değişen İstanbul
SESSİZLİK ŞİİRİ
Biz o kadar ağladık ki beraber,
Gözyaşları doldurdu avucumu şimdilik.
Şimdilik uzun uzun, bambaşka bir sessizlik
Yavaşça alçalarak, yavaşça bizi dinler.
Etrafta kalan sesler kesildi birer birer.
Hatırlamaz olmuşum, her şey uzakta, silik.
Yalnız senin vücudun...
Ah içte bir içimlik
Bir su gibi ellerin avucumda serinler.
Vücudunun gölgesi bak yerde gölgemle bir,
Yeni bir nefes gibi sessizlik göğsümdedir.
Sessizlik içerime doluyor yudum yudum.
Dolu bir yelken gibi göğsümde genişleyiş,
Ve öyle için için, ve öyle geniş geniş.
Ben hiç bir şey duymadan, ben yalnız seviyorum.
ÇOCUKLUĞUM ŞİİRİ
Çocukluğum, çocukluğum...
Uzakta kalan bahçeler
O sabahlar, o geceler,
Gelmez günler çocukluğum.
Çocukluğum, çocukluğum...
Gözümde tüten memleket.
Artık bana sonsuz hasret,
Sonsuz keder çocukluğum.
Çocukluğum, çocukluğum...
Habersiz ölen kardeşim,
Mezarı bilinmez eşim,
Her bir şeyim çocukluğum.
Çocukluğum, çocukluğum...
Bir çekmecede unutulmuş,
Senelerle rengi solmuş,
Bir tek resim çocukluğum...