KİTABIN ADI : DON KİŞOT
KİTABIN YAZARI : Miguel de Cervantes
SAYFA SAYISI: 152KİTABIN TÜRÜ: ROMAN
YAYIN EVİ VE BASIM YILI : Bilgi Yayınevi - 2024
DON KİŞOT KİTABININ KONUSU (TEMASI):
Don Kişot kitabının teması, gerçek ile hayal arasındaki çatışma ve idealler uğruna verilen mücadeledir.
Miguel de Cervantes, bu eserinde idealizm ile realizm arasındaki karşıtlığı işler. Don Kişot, şövalyelik romanlarından etkilenerek adaleti sağlamak, kötülüklerle savaşmak ve mazlumları korumak ister. Ancak yaşadığı dünya artık onun hayal ettiği şövalyelik çağı değildir. Bu yüzden, onun idealleriyle gerçek hayat arasında büyük bir uçurum vardır.
Temanın merkezinde şu fikir yer alır:
İnsan, bazen hayallerinin peşinden giderken toplumun gerçekleriyle çatışsa bile, inançlarından vazgeçmemelidir.
Ayrıca kitapta insan onuru, dostluk, delilik ile akıllılık arasındaki ince çizgi, hayal gücünün gücü ve toplumun bireyi nasıl şekillendirdiği gibi alt temalar da işlenir.
DON KİŞOT KİTABININ ANA FİKRİ:
DON KİŞOT KİTABININ ÖZETİ:
Don Kişot Kitabının Özeti, Miguel de Cervantes’in dünya edebiyatına kazandırdığı başyapıt Don Kişot, hayal gücünün gücünü, inançla yaşamanın anlamını ve gerçeklerle hayaller arasındaki çatışmayı derin bir şekilde anlatır. Roman, İspanya’nın La Mancha bölgesinde yaşayan, şövalyelik hikâyelerine tutkuyla bağlı bir adam olan Alonso Quijano’nun hikâyesini konu alır. Sürekli şövalye romanları okuyan Quijano, zamanla bu kitapların etkisinde kalarak kendini bir şövalye olarak görmeye başlar. Artık o, mazlumları koruyacak, kötülükleri ortadan kaldıracak ve adaleti sağlayacak **“La Mancha’lı Don Kişot”**tur.
Kendisine sadık bir yaver bulur: köylü Sancho Panza. Sancho, efendisinin vaat ettiği bir ada yöneticiliği hayaliyle ona katılır. Don Kişot, paslı bir zırh kuşanır, eski bir miğfer takar ve atı Rosinante ile birlikte dünyayı dolaşmaya başlar. Fakat Don Kişot’un dünyayı gördüğü biçim, artık kimsenin inanmadığı bir çağın hayalidir. Değirmenleri dev sanır, hanları şato, sıradan insanları da şövalye zanneder. Onun bu yanlış algısı, hem trajik hem de komik olaylara yol açar.
Don Kişot’un yolculuğu boyunca yaşadığı her olay, insanın inançlarıyla gerçekler arasındaki çatışmanın sembolüdür. İnsanlar onunla alay eder, onu dışlar, hatta kimi zaman döverler; ama Don Kişot, hayal ettiği adaletli dünyayı kurma umudundan asla vazgeçmez. Cervantes burada, deliliğin bile bazen erdemli bir direniş biçimi olabileceğini ustalıkla gösterir.
Romanın ilerleyen bölümlerinde, Don Kişot’un idealist dünyasıyla Sancho Panza’nın gerçekçi bakış açısı arasında sürekli bir denge arayışı görülür. Sancho, efendisinin “deliliğini” sorgulasa da, onun içindeki iyilik ve cesaret karşısında giderek saygı duymaya başlar. İkilinin dostluğu, romanın en insani ve en duygusal yönlerinden biridir.
Don Kişot’un maceralarının sonunda hayalleri yavaş yavaş yıkılır, gerçek dünyanın acı yüzüyle yüzleşir. Fakat o, hayatının sonunda bile ideallerinden utanmaz. Cervantes, bu sahnelerle okuyucuya şu mesajı verir: “Belki dünya değişmez ama insanın hayal kurmaktan vazgeçmemesi gerekir.”
Sonunda Don Kişot evine döner, şövalyelik hayalinden vazgeçer ve kısa bir süre sonra ölür. Ancak onun ölümü bir yenilgi değil, bir idealin sembolüdür. Çünkü Don Kişot, yaşadığı sürece inandığı değerlere sadık kalmış, hayallerini gerçek kılmak için savaşmıştır.
DON KİŞOT KİTABINDAKİ KARAKTERLER VE ANALİZİ
1. Don Kişot (Alonso Quijano)
Romanın başkahramanı olan Don Kişot, İspanya’nın La Mancha bölgesinde yaşayan, şövalyelik kitaplarına tutkuyla bağlı yaşlı bir adamdır. Okuduğu hikâyelerin etkisiyle akıl sağlığını yitirir ve kendini eski çağların gezgin şövalyelerinden biri olarak görmeye başlar. Zayıfları korumak, kötülüklerle savaşmak ve adaleti sağlamak onun yaşam amacı olur.
Don Kişot, idealist, hayalperest ve saf bir ruhu temsil eder. Gerçeklerle uyuşmayan bir dünyada bile inançla yaşamanın güzelliğini anlatır. Her ne kadar çevresindekiler onu deli sansa da, Cervantes aslında Don Kişot üzerinden insanın hayal kurma gücünü, içsel dürüstlüğünü ve adalet arayışını yüceltir.
2. Sancho Panza
Don Kişot’un sadık yardımcısı ve yoldaşı olan Sancho Panza, köylü bir adamdır. Efendisinin vaat ettiği ada yöneticiliği hayaliyle onun peşine takılır. Don Kişot’un aksine son derece gerçekçi, pratik ve çıkarcı bir kişiliğe sahiptir.
Ancak zamanla Don Kişot’un ideallerinden etkilenir; hayal kurmayı, inançla yaşamayı öğrenir. Bu yönüyle Sancho Panza, roman boyunca gelişim gösteren bir karakterdir. Başlangıçta sadece çıkar peşindeyken, sonunda efendisine duyduğu sevgi ve sadakatle olgunlaşır.
3. Dulcinea del Toboso (Aldonza Lorenzo)
Don Kişot’un hayalinde idealize ettiği kadın olan Dulcinea, aslında sıradan bir köylü kızı olan Aldonza Lorenzo’dur. Don Kişot onu yüce, asil ve zarif bir leydi olarak görür.
Dulcinea, Don Kişot’un hayallerindeki mükemmel dünyayı temsil eder. Gerçekte var olmayan ama Don Kişot’un inançlarını canlı tutan bir semboldür.
4. Rosinante
Don Kişot’un sadık atı olan Rosinante, yaşlı ve zayıf bir attır. Fakat Don Kişot, onu şövalyelerin efsanevi atı gibi görür. Rosinante, tıpkı efendisi gibi gerçekle hayal arasındaki farkı görmezden gelen bir karakterdir.
5. Sanson Carrasco
Don Kişot’un köyündeki genç bir akademisyendir. Don Kişot’un deliliğini alaya alır ve onu iyileştirmek için çeşitli oyunlar düzenler. Ancak zamanla Don Kişot’un inançlı duruşu karşısında kendisi de içsel bir sorgulama yaşar.
6. Rahip ve Berber (Arkadaşları)
Don Kişot’un yakın dostlarıdır. Onun deliliğini fark edip onu evine döndürmeye çalışırlar. Özellikle rahip, onun şövalyelik kitaplarını yaktırarak deliliğinin kaynağını ortadan kaldırmak ister.
7. Dük ve Düşes
Romanın ilerleyen bölümlerinde karşılaşılan bu soylular, Don Kişot ve Sancho Panza’yla alay ederler. Onların hayal dünyasını bir eğlence aracı olarak kullanırlar.
DON KİŞOT KİTABI MEKAN:
DON KİŞOT KİTABI ZAMAN:
DON KİŞOT KİTABI BAKIŞ AÇISI:
Don Kişot romanı, üçüncü şahıs (tanrısal) bakış açısıyla anlatılmıştır. Anlatıcı, olayları dışarıdan gözlemler; karakterlerin hem davranışlarını hem de iç dünyalarını bilir ve okuyucuya aktarır. Bu sayede Cervantes, hem Don Kişot’un hayal dünyasına hem de Sancho Panza’nın gerçekçi düşüncelerine aynı anda yer verebilir.
Roman boyunca anlatıcı, zaman zaman ironik ve mizahi bir üslup kullanarak karakterlerin davranışlarını eleştirir. Ayrıca Cervantes, yer yer “ben bu hikâyeyi eski bir el yazmasından çevirdim” diyerek anlatıcı rolünü de sorgular; bu yönüyle eser, dönemin klasik anlatım biçimlerini aşar.
Kısacası Don Kişot’un bakış açısı, her şeyi bilen ama aynı zamanda eleştirel bir anlatıcının gözünden sunulur; bu da esere hem derinlik hem de edebi zenginlik kazandırır.
DON KİŞOT KİTABI YORUM:
Miguel de Cervantes’in Don Kişot romanı, insanın hayalleriyle gerçekler arasındaki çatışmasını ustalıkla anlatan evrensel bir eserdir. Don Kişot, okuduğu şövalye hikâyelerinden etkilenerek adaleti sağlamak için yola çıkar, fakat hayal dünyasıyla gerçek yaşam sürekli çatışır. Onun sadık yardımcısı Sancho Panza ise sağduyunun ve gerçekliğin sembolüdür. Bu iki karakterin zıtlığı, romanın derinliğini artırır.
Cervantes, Don Kişot’un “deli” olarak görünen davranışlarıyla aslında insanın idealleri uğruna verdiği mücadeleyi simgeler. Eser, hayal kurmanın, inanmanın ve idealler peşinde koşmanın önemini vurgular. Kısacası Don Kişot, sadece bir macera romanı değil, insan ruhunu, inancı ve cesareti anlatan zamansız bir başyapıttır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder