3 Haziran 2013 Pazartesi

Bir Chat Hikayesi: ZAMANSIZ Kitap Özeti / Füsun Saka

Bir Chat Hikayesi: ZAMANSIZ Kitap Özeti / Füsun Saka

Yazar Füsun Saka
Yayınevi Mephisto Kitaplığı
Sayfa 180 s.
Yayın Tarihi 12 Mart 2012


“Zamansızdı hayatımdaki her şey” Füsun Saka’nın Mephisto Kitaplığı tarafından 
yayımlanan ilk romanı Zamansız kitapçılarda.

Hâlen Vatan gazetesinde çalışan Füsun Saka yirmi yıllık gazetecilik yaşamında sayısız haber ve söyleşinin yanı sıra İstanbul'un deprem hazırlıklarından psikoterapi öykülerine farklı konularda kitaplara da imza atmıştı. 

Şimdiyse “Bir Chat Hikâyesi” üst başlığıyla yayımlanan ilk romanı Zamansız'la, farklı bir dille okurlarının karşısına çıkıyor. 

Kahramanımız Efsa'nın bir hastane odasında, bilgisayar başında, hiç tanımadığı birisiyle başlayan sohbeti üzerinden ilerleyen Zamansız, bir kadının hayatını bir dönemin siyasal öyküsüyle buluşturuyor. 

Bir kadının en mahrem anılarını bir yabancıyla paylaştığı sayfalarda 12 Eylül işkencelerinin, tüketilmiş bir evliliğin, sorunlu cinsel ilişkilerin, ürpertici yüzleşmelerin öyküsünü okuyoruz.

Zamansız, geçmişi sarsıntılı, bugünü sıkıntılı, geleceği belirsiz bir kadının bu zamanlar arasındaki yolculuğunun romanı. Sarsıcı içsel hesaplaşmaların yaşandığı bu yolculukta daima ara istasyonlarda sıkışıp kalıyoruz. 

“Kadınların büyük çoğunluğu bu durumu yaşıyor”

Roman kahramanımız Efsa, chat arkadaşı Zamansız'a “Ara istasyonda olmak, orada kalmak belki de en kötüsü” diyor:

“Ne başlangıç diyebiliriz orası için ne de bitiş. Tam bir arada kalmışlık hali. Bütün iç sıkıntılarının biriktiği bir orta yer. Ara istasyonların, yolun başına mı yoksa sonuna mı yakın olduğuna karar vermek zordur.”

Füsun Saka'ya göre, kahramanın gittiği bir yer yok, kalacağı bir yer yok, durabileceği hiçbir yer yok. Yazar, Türkiye'de kadınların büyük çoğunluğunun bu çaresizlik duygusunu yaşadığını söylüyor.


“Hayatta pek çok şey Zamansız yaşanıyor”

Yazarın zamansızlık kavramını kullanması da sebepsiz değil. “Zamana inanmasam da yaşadığım bir sürü şeyin ya zamanından önce, ya da sonra olduğunu görüyorum” diyor Füsun Saka:

“Bu aşk ilişkilerinde de böyle, normal hayatta da böyle. Gençliği seksenli yıllara denk gelen insanların gençliklerini çok fazla yaşayamadıklarını, zamanından önce büyümek zorunda kaldıklarını düşünüyorum. Kaldı ki ben de yaşadığım şeylerden dolayı erken olgunlaşmış biriyim. Bu nedenle de Zamansız dedim.”


“Erkekler yatakta bencil...”

İlk romanı Zamansız'da kocasının ve sevgililerinin gölgesindeki Efsa'nın kimlik arayışını anlatan Füsun Saka bu öykünün gerçek yaşamda da karşımıza sıklıkla çıktığı görüşünde.

“Eşitsizliği en iyi yatakta gösterebiliyorsun” diyor Saka: 

“Bütün insanların yapay giysilerinden soyunup kendileri gibi bulunabildiği tek yer orası. Bizim masalarda oturup hoş sohbetler ettiğimiz erkeklerin aslında yatakta kendileri olduğunu ve orada hiç de şahane olmadıklarını, buna da zorunlu olmadıklarını görüyoruz. Üstelik çok saldırgan tutumdalar. Kadınla erkeğin birbirine çok dokunaklı davrandıkları kibar oldukları yerler ilk karşılaşmalar... Sonrasında gerçek ortaya çıkıyor. Yatakta her şey daha çok açığa çıkıyor. Tabii ki birlikte yaşadığın süreçte de birçok gerçekle karşılaşıyorsun. İster istemez çıkıyor ama doğrudan yatakta durum net. Çünkü erkekler aslında çok bencil. Ve o bencillik en çok yatakta görülüyor.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder